“Hipertansiyon Korkulacak Bir Hastalık Değildir”

 “Hipertansiyon Korkulacak Bir Hastalık Değildir”

TOBB ETÜ Tıp Fakültesi, Kardiyoloji Ana Bilim Dalı, Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş, dünya hipertansiyon günü hakkında bir açıklama paylaştı.

Bozbaş, “İnsan ömrünü belirleyen en önemli faktör damar sağlığıdır. Damar sağlığımız ne kadar iyiyse o ölçüde sağlıklı olur ve daha uzun ve daha kaliteli bir hayata sahip oluruz.

Damarlarımızın içini ince bir örtü şeklinde hücre tabakası sarar. Bu özel hücrelerden oluşan tabakaya ‘endotel’ adı verilir. Endotel vücudumuzun en büyük organıdır. Damarlarımızın sağlıklı işlev görmesi için endotel tabakası çok önemlidir.

Hipertansiyon atardamarlarımızda dolaşan kanın damar iç yüzeyine uyguladığı basıncın yüksek olması demektir. Rakamla ifadesi çok kez yapılan ölçümlerle elde edilen ortalama kan basıncı değerinin 140/ 90mmHg’nın üzerinde olması demektir. Tedavi edilmeyen yüksek tansiyon damar sağlığımızın en önde gelen düşmanlarındandır. Yıllar içinde yüksek seyreden kan basıncı tedavi edilmezse atardamarlarımızın iç tabakasında yavaş yavaş hasara neden olur. Hipertansiyon nadiren baş ağrısı, burun kanaması, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve çarpıntı gibi şikayetlerle ortaya çıkabilir. Yüksek seyreden kan basıncı çoğunlukla hastalarda hiçbir şikayete neden olmaz. Yani sinsice damar yatağımıza hasar vererek etkilerini yıllar içinde gösterir. Bu yönüyle hipertansiyona ‘sessiz katil’ adı da verilmektedir.

Hipertansiyon çok yaygın görülen bir sağlık sorunudur. Erişkin nüfusun yaklaşık %35’inde hipertansiyon vardır. İlerleyen yaşla birlikte hipertansiyon sıklığında da ciddi artış görülmektedir. 50 yaşını geçen insanların %50’ sinde, 60 yaşını geçen insanların %60’ında, 70 yaşını geçen insanların %70‘inde hipertansiyon görülmektedir. Görüldüğü gibi rakamlar ürkütücüdür.

Hipertansiyon çok sık görülen önemli bir sağlık sorunu olmakla beraber tedavisi kolay bir hastalıktır. Günümüz modern tıbbının geldiği noktada hipertansiyon rahatlıkla tedavi edilen hastalıklardan bir tanesidir. Hipertansiyon tedavisini ilaçsız ve ilaçlı tedavi başlığı altında değerlendirebilmekteyiz.
İlaçsız tedavi dediğimiz zaman sağlıklı yaşam tarzını kastetmekteyiz. Tuzun azaltılması, ideal kilonun korunması, düzenli egzersiz yapılması, alkol alımının kısıtlanması, tütün ürünlerinden uzak durulması ve sağlıklı beslenmeyi kapsar. İlaç tedavisi anlamında elimiz oldukça rahat olup bu açıdan 4-5 adet ana sınıfı ve bunların alt gruplarına sahibiz. Bu ilaçlardan birini veya birkaçını tercih ederek ve doz ayarlaması yaparak hipertansiyon tedavisinde başarıya rahatlıkla ulaşmaktayız. Bu ilaçlarla tansiyonunu düşüremediğimiz hasta sayısının yok denecek kadar az olduğunu söyleyebilirim.

17 Mayıs Dünya Hipertansiyon günü. Bu önemli sağlık sorununa dikkat çekmek için belirlenmiş bir gün. Ben de 22 yılını kalp damar hastalıkları ve hipertansiyon ile geçirmiş bir hekim olarak yazdığım kitabımı tamamladım. Kitabım şu anda Destek Yayınları tarafından yayına hazırlanmakta. Soru cevap şeklinde hipertansiyon konusunu derinlemesine ele aldım. Hastalarımdan gelen sorulara, konuya tüm yönleriyle cevap vermeye çalıştım. Hipertansiyonda ne zaman ilaç başlanacağından, ilaç tedavisinin yan etkilerinden, hipertansiyonun önlenmesinden, dirençli hipertansiyonun tedavisinde neler yapılacağına kadar bir çok konuyu dile getirmeye çalıştım. Çok güzel bir kitap ortaya çıktığını düşünüyorum. Kitabı okuduğumuzda göreceğimiz gibi tedavi edildiğinde hipertansiyon korkulacak bir hastalık değil.

Özetle 3 şeyi yaparsak hipertansiyonu etkili bir şekilde tedavi eder ve bu önemli hastalığın getireceği riskleri bertaraf etmiş oluruz.
1) Hareketi artırıp egzersiz yapmalı
2) İlaç kullanmalı
3) Tuzu azaltmalıyız.
Bunu “HIT” şeklinde formül olarak ifade edebiliriz.

Tansiyonumuzun kontrol altında olduğu, atardamarlarımızda dolaşan kanın normal basınçla döngüsünü tamamladığı sağlıklı yaşam dileklerimle. “Ifadelerine yer verdi.

Benzer Haberler